Bakanlık’tan Yeni Şafak’a tepki var: Emekli maaşı göndermesi

Yeni Şafak gazetesi daha önce “Bir darbe de Hazine ve Merkez’den”, “Faiz arttı dolar yükseldi enflasyon azdı: Üretim düştü sanayi duruyor” ve “Güçlü faiz indirimi olmalı” başlıklı manşetleriyle Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’i eleştirmişti. Albayrak grubu içerisinde yer alan gazete bu seferde “Krizin ana nedeni Maliye’nin göz yumduğu vergisiz döviz düzeni” başlıklı haberiyle Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’i hedef aldı.

Gazetenin bugün manşetinden yayınladığı habere göre, Gelir Vergisi Kanunu’nun 75, 80 ve 82. maddelerine göre döviz kazançları vergilendirilmeli ancak Hazine ve Maliye Bakanlığı bireysel döviz kazançlarını vergisiz bırakıyor. Böylelikle milyarlarca liralık kazanç, spekülatörlerin döviz talebini artırarak TL’nin değer kaybetmesine, enflasyonun yükselmesine ve faizlerin artmasına yol açıyor.

Ancak gazetenin önerisine göre, vatandaşın bireysel döviz kazançlarından yüzde 25 vergi alınırsa, spekülasyon azalacak, dövize talep düşecek, TL’ye güven artacak ve faiz ile enflasyon baskısı hafifleyecek. Yani, vatandaş dövizden bir milyon TL kazandıysa bunun 250 bin TL’sini vergi olarak ödemesi, enflasyon baskısını azaltacak.

Yeni Şafak Gazetesi’nin “Krizin ana nedeni Maliye’nin göz yumduğu vergisiz döviz düzeni” başlıklı haberinin tam hali şu şekilde;

Gelir Vergisi Kanunu 75, 80, 82. maddeleri kapsamında döviz kazançlarının vergiye tabi olması gerekirken, Maliye Bakanlığı bu hükümlere rağmen bireylerin yüklü miktardaki döviz kazançlarından vergi almıyor. Yıllardır süren vergisiz döviz düzeni, Türkiye’nin son yıllarda yaşadığı ekonomik çalkantıların ana nedeni olarak öne çıkıyor. Ekonomiyi kıskaca alan vergisiz döviz düzeni enflasyonu körüklüyor, faizleri yükseltmek için koz olarak kullanılıyor. Borsa çalkantılarına neden olan, Türk Lirası’nın değerini eriten ve itibar kaybına neden olan vergisiz döviz düzenine son verme görevi Hazine ve Maliye Bakanlığı’nda olmasına rağmen bu konuda idari sorumluluktan kaçınılması dikkat çekiyor. Bireysel döviz kazançlarına yüzde 25 vergi uygulanırsa spekülasyon son bulur, dövize talep azalır, Türk Lirası’na güven artar, yüksek faize gerek kalmaz ve enflasyonun ateşi söner.

Maliye’nin göz yumduğu vergisiz döviz düzeni, ekonominin sırtında kambur gibi duruyor. Türkiye son yıllarda ağır bir ekonomik çıkmazın içine girdi. Dolar kuru 2 yıl gibi kısa bir sürede 20 liradan 41 liraya çıktı. Bu yükseliş, 360 milyar doları aşan ithalatı doğrudan pahalılaştırdı, temel ihtiyaçlardan akaryakıta kadar her kalemde fiyatları şişirdi. 85 milyon vatandaşın alım gücünü eriten enflasyonun arkasındaki gizli fail yalnızca dış koşullar değil, içerideki “vergisiz döviz kazancı düzeni” olarak dikkat çekiyor. Gelir Vergisi Kanunu’nun 75, 80 ve 82’inci maddeleri kapsamında döviz kazançlarının vergiye tabi olması gerekirken, Maliye Bakanlığı bu hükümlere rağmen bireylerin yüklü miktardaki döviz kazançlarından vergi almıyor.

KANUN VAR UYGULAMA YOK

Gelir Vergisi Kanunu’nun 75. maddesi (menkul sermaye iradı), 80. maddesi (değer artışı kazançları) ve 82. maddesi (arızi kazançlar) dövizden elde edilen kazançları da kapsıyor. Yani bireyler döviz alım satımından, kur farkından veya faizinden gelir elde ettiklerinde vergilendirilmesi gerekiyor. Anayasa’nın 73. maddesi de “Herkes mali gücüne göre vergi öder” diyerek bu yükümlülüğü pekiştiriyor. Ancak uygulamada Maliye Bakanlığı bu açık hükümleri görmezden geliyor. Şirketlerden döviz kazançları için %25 vergi alınırken, milyar dolarlık bireysel döviz kazançları vergisiz bırakılıyor. Bu durum yalnızca bir “idari hata” değil, bir “adalet ihlali” olarak da dikkat çekiyor.

VERGİSİZ DÖVİZİN BEDELİ: ENFLASYON VE FAİZ KISKACI

Türkiye’nin son yıllarda birçok ekonomik çalkantı yaşadı. Ekonomiyi enflasyon ve faiz kıskacına alan vergisiz döviz düzeni enflasyonu körüklüyor, faizleri yükseltmek için koz olarak kullanılıyor ve şirket değerlerini yerle bir eden borsa çöküşlerine neden oluyor. Vergisiz kazanç düzeni, piyasada dövize talebi artırıyor. Bireyler ve spekülatörler, vergi ödemeden yüksek kazanç elde ettikleri için dövizi sürekli yukarı taşıyor. Dolar yükseldikçe ithalat pahalanırken, enflasyon kontrolden çıkıyor. Enflasyonu frenlemek için faiz artırma yolu tercih ediliyor ancak faiz yükseldikçe döviz de talep görüyor. Bu kısır döngü Türkiye’yi, dünyada eşi benzeri olmayan bir “faiz–enflasyon-döviz sarmalına” sürüklüyor.

FATURAYI VATANDAŞ ÖDÜYOR

Vatandaş maaşından vergi öderken, kasasında milyon doları olan bir avuç dolar zengini vergisiz kazançla hem piyasayı yönetiyor hem de devletin maliye politikalarına yön vermeye çalışıyor. Bu düzenin faturasını vatandaş yüksek enflasyon ve faizle ödüyor. Bu gerçeği hane halkının ödeme kalemlerinde ve merkezi yönetimin bütçe hesaplarında görmek mümkün. Merkezi yönetimin bütçe giderleri içerisindeki faizin payı yüzde 11’den yüzde 17’ye çıktı. 6 puanlık artıştan dolayı, devletin faiz gideri bir yılda yaklaşık 800 milyar lira arttı.

MALİYE SORUMLULUK ALMAKTAN KAÇIYOR

Bugünkü tabloda, yalnızca döviz spekülatörlerinin değil, onlara göz yumanların da payı var. Maliye Bakanlığı’nın “uygulamıyoruz” diyerek kenara çekilmesi, bu çarkın sürmesinin onayı olarak değerlendiriliyor. Sistem; vergiyi toplamakta zorlanan devleti, “vatandaştan aldığı vergileri servet sahiplerine aktaran” pozisyonuna düşürüyor. Bu tabloya göre; enflasyonun da faiz kıskacının da Türk Lirası’nın değer kaybının da asıl sorumlusu Maliye yönetiminin göz yumduğu vergisiz döviz düzeni.

ÇÖZÜM: VERGİSİZ KAZANCA SON

Türk Lirası’nın değerini eriten ve itibar kaybına neden olan vergisiz döviz düzenine son verme görevi Hazine ve Maliye Bakanlığı’nda olmasına rağmen bu konuda idari sorumluluktan kaçınılması dikkat çekiyor. Bireysel döviz kazançlarından %25 vergi uygulanırsa, spekülasyon son bulur, dövize talep azalır, Türk Lirası’na güven artar, faiz baskısı düşer ve enflasyonun ateşi söner. Bugüne kadar birçok finansal krizin tetiklemesine neden olan vergisiz döviz düzeninin devem etmesi, yeni krizler çıkarmak için tetikte bekleyen çevrelerin elinde koz olaya devam edecek.

VERGİ OLSAYDI BU OYUN OLMAZDI

Eğer döviz kazançları üzerinden %25 vergi alınsaydı, spekülatörlerin elinde dolar bu kadar değerli bir silah olmayacaktı. Çünkü yükselişten elde ettikleri kazancın çeyreği doğrudan devlete gidecek, bu da dövizi tutmanın cazibesini yok edecekti. Vergisiz bırakılan döviz düzeni ise krizi büyüttü, halkı yoksullaştırdı. Bugün yaşadığımız yüksek enflasyon, faiz baskısı ve üretimdeki daralma, “vergisiz döviz düzeni”nin sonucudur. Bu düzen devam ettikçe, dolar her gün milletin sofrasına zam, sanayicinin borcuna yük olarak dönecektir”

BAKANLIKTAN AÇIKLAMA VAR: “MÜMKÜN DEĞİL”

Yeni Şafak’ın söz konusu haberi ardından Hazine ve Maliye Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada şu ifadeler kullanıldı:

Yeni Şafak gazetesinin bugün gündeme taşıdığı “vergisiz döviz” iddialarının bilgi eksikliğinden kaynaklandığı değerlendirilmiş; kamuoyunun doğru bilgilendirilmesini teminen aşağıdaki açıklamanın yapılması gerekli görülmüştür.

Döviz alımlarında, ticari olup olmadığına veya kazanç sağlanıp sağlanmadığına bakılmaksızın, işlem tutarı üzerinden binde 2 oranında kambiyo vergisi alınmaktadır. Bireysel döviz işlemlerinin vergi dışı bırakılması söz konusu değildir. Bu tür işlemlerden elde edilen kazançlar kapsam ve mahiyetine göre vergilendirilmektedir. Gelir Vergisi Kanununda vergiye tabi gelir unsurları açıkça belirtilmiş olup, gerçek kişilerin bu unsurlar kapsamında elde ettiği gelirler vergilendirilmektedir.

Ticari bir organizasyon içinde ve devamlılık arz edecek şekilde gerçekleştirilen yabancı para alım satım işlemlerinden sağlanan kazançlar ticari kazanç olarak vergiye tabidir. Ayrıca, sermaye tahsis ederek yabancı para alım satımı yapan gerçek kişilerin elde ettiği kur farkı kazançları da ticari kazanç kapsamında vergilendirilmektedir. Gelir İdaresi Başkanlığımızın internet sitesinde bu konuda çok sayıda özeIge bulunmaktadır.

Her iki durumda da gerçekleştirilen yabancı para alım satım işlemlerinden kaynaklanan kazançlar artan oranlı vergi tarifesine göre yüzde 40’a varan oranlarda vergiye tabi tutulmaktadır. Bakanlığımız bu konudaki denetim ve tarama çalışmalarını aralıksız şekilde sürdürmektedir.

Ancak emekli ikramiyesinin ya da maaşının bir kısmıyla döviz alan vatandaşın, yabancı para alım satımı dolayısıyla gelir vergisine tabi tutulması söz konusu değildir. Vatandaşlarımız sahip oldukları yabancı paraları bozdurabilir ve ihtiyaçları doğrultusunda döviz alabilir”

Author: can tok

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir