Uzmanı yanıtladı: Toplumda kitlesel cinayetler neden arttı?

“`html

Haber Merkezi

Geçtiğimiz hafta İstanbul’da yaşanan ve B.A’nın intiharı ile sonuçlanan olayda toplamda 7 kişinin hayatını kaybetmesi, Psikoloji Bölümü’nden Doç. Dr. Burcu Türk tarafından kitle cinayeti olarak tanımlandı. Doç. Dr. Türk, “Bu tür olaylar, seri katliam olarak değil, kitle cinayeti ya da aile katliamı biçiminde ele alınmalıdır. Kişinin birden fazla mekanda birden fazla kişiyi öldürmesi olayın ciddiyetini arttırsa da, bu durum dinamikleri açısından seri cinayet özelliklerini taşımamaktadır. Olayın arka planındaki ruhsal durum, uyuşturucu kullanımı ve aile içi dinamikler gibi unsurların detaylı bir şekilde incelenmesi gerekmektedir” diye belirtti.

Kitle cinayetlerinin önlenmesi için çok yönlü bir yaklaşım gerektiğini vurgulayan Doç. Dr. Türk, “Yaşanan bu trajik olay, bireylerin ruh sağlığının daha fazla önemsenmesi gerektiğini gösteriyor. Toplum olarak bu tür felaketleri engelleyebilmek için daha bilinçli ve duyarlı olmamız şart” şeklinde ifade etti.

Uzun Süreli Stres ve Bastırılmış Öfke Üzerine Dikkat

Cinnet teriminin psikolojik bağlamda ele alınması gerektiğinin altını çizen Doç. Dr. Türk, cinnetin genellikle ani ve kontrolsüz öfke patlamaları sonucunda ortaya çıkan saldırganlık durumlarını tanımlamakta kullanıldığını söyledi. Cinnetin bilimsel bir terim olmadığını belirten Türk, “Psikolojik boyuttan bakıldığında, bu tip davranışlar genellikle ciddi ruhsal rahatsızlıkların (örneğin, psikoz, ağır depresyon, kişilik bozuklukları) sonucudur ve uzun süreli stres, travma veya bastırılmış öfkenin birikimi ile ortaya çıkar. Bireyin emosyonel dayanıklılığı zayıfladığında veya tetikleyici bir durumla karşılaştığında, kontrol mekanizmalarının çökmesi sonucu şiddet meydana gelebilir” dedi.

Aile ve Yakın Çevre Belirtilere Dikkat Etmeli

Olaylarda şiddet eğilimleri öncesi belirtilerine dikkat çeken Doç. Dr. Türk, ailelere dikkat etmeleri gereken noktalar hakkında şu bilgileri verdi:

“Bu tarz davranışların öncüsü olabilecek durumlar söz konusu. Belirtiler arasında aşırı öfke patlamaları, dürtüsellik, sosyal ilişkilerde ani kopuşlar, yalnızlaşma, fiziksel şiddet eğilimleri, intihar düşüncelerini ifade etme gibi durumlar yer alabilir. Ayrıca, ruh hallerindeki hızlı değişiklikler ve madde kullanımı nedeniyle ortaya çıkan davranış bozuklukları da dikkate alınmalıdır. Bu belirtileri fark eden ailelerin ve yakın çevrenin, ilgili kişiyi zaman kaybetmeden bir ruh sağlığı uzmanına yönlendirmesi büyük önem taşımaktadır”

Bireysel Silahlanma ve Madde Bağımlılığına Dikkat

Dürtü kontrolünü zayıflatarak şiddet eğilimini artıran diğer faktörlere madde bağımlılığının da dahil olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Türk, madde kullanımının paranoid düşüncelere ve duygusal kontrol kaybına yol açabileceğini belirtti. Türk, bağımlılığın bireyin sosyal ve ekonomik ilişkilerine ciddi zararlar verdiğini ve tetikleyici olaylara daha yıkıcı tepkiler verilmesine zemin hazırladığını ifade etti.

Bireysel silahlanmanın da, kontrolsüz bir şekilde erişilebilir olduğunda şiddet eylemlerini arttıran bir unsur oluşturduğunu dile getiren Doç. Dr. Türk, “Silah bulundurma, ani öfke patlamalarının ve dürtüsel davranışların geri dönüşü olmayan şiddet olaylarına dönüşmesine yol açabilir. Bu tür trajedilerin önüne geçebilmek için bireysel silahlanma politikalarında daha sıkı kontrollerin yapılması ve ruhsat süreçlerinde psikolojik değerlendirmelerin daha özenli bir şekilde gerçekleştirilmesi gerekmektedir” dedi.

Kitle Cinayetleri Şehir Sakinlerini de Olumsuz Etkiliyor

Kitle cinayetlerinin şehirde yaşayan bireylerin güvenlik algısını ciddi şekilde zedelediğini belirten Doç. Dr. Türk, olayların gündüz vakti ve herkesin erişebileceği yerlerde yaşanmasının bireylerde hem kişisel hem de toplumsal düzeyde güvensizlik hissini pekiştirdiğini ifade etti. Ayrıca, olayla doğrudan bağlantısı olmayan kişilerin bile medyadan veya çevresindeki konuşmalardan bu tür olaylardan etkileneceğini vurguladı ve ikincil travmatik stres belirtilerinin gelişebileceğini sözlerine ekledi.

Şiddet içeren olayların toplumda yarattığı güvensizlik hissi, uyku sorunları, kabuslar ve yoğun kaygı gibi etkilerin yanı sıra, şiddetle ilgili haberlere karşı aşırı bir ilgi ya da tam tersi bir uzaklaşma gibi davranışları da tetikleyebileceğini söyleyen Doç. Dr. Türk, psikolojik desteğin bu süreçteki önemini şu şekilde özetledi:

“Bu tür durumlarla karşılaşan bireylerin psikolojik destek alması ve travma sonrası stres tepkilerini tanımlamaları önemlidir. Ayrıca, olayla ilgili medyada kullanılan dilin özenle yapılandırılması, ikincil travmatik stresin etkilerini azaltabilir. Aşırı detaylı ve sansasyonel içeriklerin yaygınlaşması, bu stresin daha da artmasına neden olabilir. Toplum içinde dayanışmayı artırmak, bireylerin kendilerini yalnız hissetmemeleri ve gerektiğinde profesyonel yardım alabilmeleri için psikolojik destek mekanizmalarının geliştirilmesi kritik bir önem taşımaktadır”

Önleyici Tedbirler Çok Yönlü Olmalı

Doç. Dr. Burcu Türk, bu tür olayların önlenmesinde çok yönlü bir yaklaşımın şart olduğunu belirterek, “Bu olay, bireylerin ruhsal sağlığına daha çok dikkat edilmesi gereken bir tabloyu bir kez daha gözler önüne seriyor. Toplum olarak, bu tür trajik durumları önlemek adına daha bilinçli ve duyarlı bir tatbikat benimsemeliyiz” dedi.

Ruh sağlığı hizmetlerine erişimin kolaylaştırılması ve toplumsal farkındalığın artırılması gerektiğini söyleyen Doç. Dr. Türk, önleyici mekanizmalara dikkat eden başlıkları şu şekilde sıraladı:

“Erken müdahale ve psikolojik destek kritik. Özellikle ruhsal sorunu olan bireylerin erken teşhis edilmesi ve tedaviye yönlendirilmesi önemlidir. Aile ilişkilerini güçlendirmek ve sağlıklı iletişim mekanizmaları oluşturmak bu sürecin önemli bir parçası olabilir. Silah temininin zorlaştırılması ve ruhsat alma süreçlerinde daha sıkı psikolojik değerlendirmelerin yapılması, bu tür kitle cinayetlerini azaltmada önemli önleyici tedbirlerdir. Madde bağımlılığı ile mücadele de dikkat edilmesi gereken bir diğer önemli husustur. Bağımlılık tedavi programlarının yaygınlaştırılması ve toplumsal duyarlılığın artırılması gereklidir. Medya da bu süreçte önemli bir rol oynamaktadır. Olayların sansasyonel bir şekilde sunulmaması, benzer vakaların tetikleyicisi olabilecek durumlardan kaçınılması çözüm için kritiktir” (DHA)


Mukadderat: Yalnız Kalma Korkusunun Çözümü Evlilik mi?

 

Günün Öne Çıkan Haberleri…

TIKLAYIN – Forbes 2024 Türkiye’nin En Zenginleri Listesini Açıkladı: Zirve Değişti

TIKLAYIN – Evlatlık Olduğunu Öğrenen Kadın, Aradığı Biyolojik Babasıyla Facebook’ta Arkadaş Çıktı

TIKLAYIN – UEFA, Attila Karaoğlan ile Erkan Engin Arasında “Sinyalleşme!” Tespit Etti; 7 Kasım’dan Beri Türk Hakemlere Maç Verilmiyor!

TIKLAYIN – Cansu Çamlıbel | Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum: Çözüm Sürecinde Bin Yıllık İttifaka İhanet Edildi, Demirtaş’ın ‘Seni Başkan Yaptırmayacağız’ Çıkışı da İhanet!

TIKLAYIN – Deniz Kenarında Yoga Yapan Genç Kadın, Dev Dalgalarla Hayatını Kaybetti

TIKLAYIN – Çocukken Cemaat Yurdunda Yaşadıklarını Anlattı; “Falakaya Yatırıldım, Eşcinsellik Yaygındı, İlişkiye Girdiğim İsimler Şimdi Diyanet’in Resmi Kadrosunda!”

TIKLAYIN – “Yenidoğan Çetesi” Davasında 11. Gün: Telefonların Dinlendiğini Polis Haber Vermiş!

TIKLAYIN – Oxford Sözlüğü 2024 Yılının Kelimesini Seçti

 

“`

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir